|
1-I) Bu yazı, Güven Turan hakkında
ayaküstü tutulmuş notlardan oluşuyor. (II) Birkaç cümleyle "Güven Turan kimdir?"
sorusunu yanıtlamam istense aşağı yukarı burada kaleme aldıklarımı söylerim.
(III) Okuduğum, yazılarını ve
kitaplarını merakla beklediğim isimlerden biri. (IV) Şairlik, öykü yazarlığı,
eleştirmenlik, editörlük, çevirmenlik gibi alanlarda zaman içinde kendini ispatlamış
özgün bir kalem. (V) Birçok şeyi aynı anda iyi yapabilen isimler azdır, hele
sanat dünyasında onun gibi birine çok seyrek rastlarsınız.
Bu parçadaki
numaralanmış cümlelerin hangisinde "kısa
sürede, acele olarak" anlamlarına gelen bir söz kullanılmıştır?
A-I B-II C-III D-IV E-V
2-Dikkat edilirse mutluluk
tanımlanırken hazzın, haz tanımlanırken mutluluğun anlam alanından yararlanılır ama mutluluk hazzın bir gömlek üstüne konur.
Zira gönlün hissedişi, zihinden önce gelir. Belki bu yüzden haz o anda gözler yumularak; mutluluk ise
gözler açılarak katmerlenir.
Bu parçadaki altı çizili sözcükle
mutluluk ve haz hakkında anlatılmak istenen durum aşağıdakilerden hangisidir?
A-Çoğalma B-
Ayrışma C-Karışma
D-Donuklaşma E-Dönüşme
3- Bergson, toplumları başlıca iki grupta toplar: açık toplumlar ve kapalı toplumlar. Kapalı
toplumda, üyeler birbirine
kenetlenmiştir; kendi toplulukları dışındakilere karşı ya kayıtsız ya da
saldırgan bir tavır geliştirirler. Daima dar ve ---- olan bu tür toplumlar,
ilkel toplumlarda görülen birçok özelliği de bünyelerinde taşırlar. Açık toplum
ise insanlığı bütünüyle kucaklayan toplum çeşididir.
Bu parçada boş bırakılan yere,
düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden
hangisi getirilmelidir?
4-
Aşağıdaki cümlelerden hangisi ayraç içinde verilen ifadeyle uyuşmaktadır?
A- Tarihî bir kalenin
çevresine kurulan Uçhisarilkbahar aylarında mis kokulu, rengârenk çiçeklerle
bezenir. (Karşılaştırma)
B- Nevşehir'in yaşayan el sanatlarından biri geleneksel
tezgâhlardaki dokuma halı ve kilim üretimidir. (Çıkarım)
C- Ürgüp yakınlarında yöre halkının "Üç
Güzeller" adını verdiği peribacaları, gün boyu fotoğrafçıların akınına uğruyor.
(Tanım)
D- Bu yörede uzun yıllar varlığını sürdürmüş
mağara evleri günümüzde güzel ve
konforlu birer butik otele dönüştürülmüştür. (Nesnellik)
E- Bu topraklarda çok lezzetli ve çeşitli
üzümler yetiştiğinden olsa gerek, yörenin her yerinde bağlara rastlıyoruz.
(Tahmin)
5-
Aşağıdaki yargılardan hangisi kişisel düşünce
içermemektedir?
A- Meydandaki hareketlilik, hiç bitmeyecekmiş
gibi hız kesmeden devam ediyor.
B- Bu ülkede gördüğüm her kıyafet ve her hareket
birbirine benziyor.
C- İnsanların elindeki bavullar, kendi
yaşantılarına dair garip izler taşıyor.
D- Görevlinin sesini duyanlar yerinden ayrılıyor
ve işaret edilen yere ilerliyor.
E- Şikâyetler de tıpkı eşyalar gibi,
tekrarlandıkça eskimeye devam ediyor.
6-Sahip olduğun mal mülk,
statü, ait olduğun sınıf, cinsiyet, din
ve etnik kimlik seni sen yapan unsurlardır. Sen tüm bunların ve her birinin
diğerleriyle etkileşiminin toplamısın. Senin farklılığın ve ayrıcalığın budur. Bir
yaşamın ayrıcalığı her kimsen o olmaktır.
Bu parçadaki altı çizili cümleyle
aşağıdaki yargılardan hangisi arasında
ilişki kurulabilir?
A- Kimliği belirleyen özellikler, kişinin
yaşamını benzersizleştirir ve ona değer
katar.
B- Kendini gerçekleştirmek isteyen birey
öncelikle sahip olduklarının değerini
bilmelidir.
C- Her hayat, içerdiği benzersiz deneyimlerle diğerlerinden ayrılır ve anlam kazanır.
D- Bir insanın kimliğini belirleyen ve etkileyen
faktörler hem genetik hem de
çevreseldir.
E- İnsan, kimliğini oluşturan unsurları
değiştiremediği için bunlarla yaşamaya
alışmalıdır.
7- Türkiye'nin ulu dağlarını, ıssız koylarını,
göç dışında kimsenin ayak basmadığı sarp geçitlerini anlatan renkler; en az
kendileri kadar etkileyici motif ve desenlerde yer yer boy gösteriyor.
Bu
cümlede aşağıdaki ögelerden hangisi bulunmamaktadır?
A-Özne B-Dolaylı
tümleç C-Belirtili nesne D-Zarf tümleci E-Yüklem
8- Gözlerin
gözlerime değince
Felaketim olurdu ağlardım
Beni sevmiyordun bilirdim
Bir sevdiğin vardı duyardım
Çöp gibi bir oğlan, ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Bu dizelerde aşağıdaki ses
olaylarından hangisi yoktur?
A- Ünsüz benzeşmesi B-
Ünlü düşmesi C- Ünsüz türemesi D- Ünlü
daralması E- Ünsüz yumuşaması
9- (I) Teşvikiye'deki gökyüzü
manzaralı evden Bostancı'ya, Beyazıt'a
giderken onca yılın içinden geçtim. (II) Ziyaret ettiğim kişi; sanat tarihçisi, yazar,
akademisyen ve en önemlisi sürekli üreten bir insan. (III) Tükenmeyen merakı ve
öğrenme isteği içinde büyüyen Nurhan'ın, bir kadın olarak meydan okuduğu hayata
karşı araştırarak, okuyarak ve yazarak nasıl dimdik durduğunu öğrendim. (IV)
Onu dinlerken tükenmeyen çalışma azminin kaynağına inmeye çalıştım, ipuçlarını
aradım. (V) Hafızasının canlılığına tanıklık ederek kültür ve sanat dünyamıza
kazandırdığı yayımların yol hikâyelerini dinledim.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır?
A-I. cümlede sıfat
tamlaması vardır.
B-II. cümlede
derecelendirme zarfı vardır.
C-III. cümlede farklı
türlerde fiilimsi bulunmaktadır.
D-IV. cümlede işaret
sıfatına yer verilmiştir.
E-V. cümlede birden
fazla isim tamlaması vardır.
10-
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir
yanlışlık yapılmıştır?
A- Osmanlı Devleti'nde Batılılaşma hamlesi
Tanzimat Fermanı ile başlamıştır.
B- Hicaz, Türk müziğinde en sevdiğim
makamlardan biridir.
C- Çocukken gittiğim Uzungöl Beldesi,
unutamadığım yerlerdendir.
D- Reşat Nuri'nin Gamsız'ın Ölümü adlı öyküsü, Bakanlığın ders kitaplarına girdi.
E- Homeros'un eşsiz eserlerinde Eski Yunan
tanrıları ana kahramanlardır.
11- (I) "Haldizen 12 km,
Balıklıgöl 17 km" yazan tabelayı geçeli yarım saat oldu. (II) Sağımda köpürerek
akan bir dere; ceviz, kestane, ladin,
kayın ve göknar ağaçlarından oluşan
yeşil bir orman örtüsüyle çevrili vadi uzanıyor. (III) Her dönemeçte başka bir
dere, köpüren sulara karışıyor. (IV) Bazen küçük bazen de büyük şelaleler
oluşturarak Haldizen Deresi’yle bütünleşiyor sular. (V) Giderek alışıldık bir
görüntü olup çıkıyor çağlayanlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öznel bir yargıya
yer verilmiştir?
A- I B- II
C- III D- IV E- V
12- Sonbahar güneşinin ilk ışıkları karşı
tepelerden göründü. Hemen ardından, hastalıklı bacalar öksüre öksüre tütmeye başladı. Toprak damlı, güneşe
dönük evlerin kapıları birazdan gıcırdayarak açılacak. Az sonra köy bütünüyle
uyanacak. En son çocuklar ayaklanacak ve annelerini arayacak. Toprak yolun alt
tarafındaki meralar hayvanlarla dolacak; iki ayaklı, dört ayaklı, kanatlı,
kanatsız... Tüm hayvanlar arasında amansız bir rızık kapma yarışı başlayacak.
Bugün yaşananlar yarın yaşanacakların bir provasıymış gibi hayat seyircisiz ve eleştirmensiz
akıp gidecek.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-lerden hangisi söylenemez?
A-Kimi canlılar
betimlenerek anlatılmıştır.
B-Geçmiş ve gelecek
zamana ait olaylara yer verilmiştir.
C-Bazı varlıklara
insana ait özellikler yüklenmiştir.
D-Kimi yargılarda
öznel bir bakış açısı kullanılmıştır.
E-Varlıkların soyut
özellikleri ön plana çıkarılmıştır.
13-(I) Bir dilin
kaybolması, çevremizdeki bir hayvan veya
bitki türünün tükenmesinden daha önemsiz bir olay değildir. (II) Soyu tükenmekte olan bir
hayvan türü veya üç beş örneği kalmış
bir bitki türü için medyada birçok haber görebilirsiniz. (III) Ancak Afrika'da,
Asya'da birkaç yüz konuşanı kalmış bir dil için ciddi bir yayın göremezsiniz.
(IV) Dil konuşurlarının, ana dillerini terk etmeleri çok değişik nedenlere
dayanır. (V) Devlet idaresini kaybetme, göç, azınlık durumuna düşme, sosyoekonomik
sorunlar vb. buna örnek olarak gösterilebilir. (VI) Ana dil, benzer nedenlerle konuşulduğu
coğrafyadan çekilmeye başlayınca evin içine sıkışır ve sonunda yok olup gider.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A-II B-III C-IV
D-V E-VI
14-(I) İdeolojiler;
sanatçının düşünme, yorumlama, yaratma gücünü
zayıflatıp köreltmektedir. (II) Yeteneklerini güdümlü sanatın emrine sunmuş bir
sanatçının hayat, insan ve olaylar karşısında tarafsız olmasını beklemek veya
böyle bir tavır sergilediğini iddia etmek mümkün değildir. (III) Zira o daha masaya otururken
zihninde şablonunu hazırlamıştır. (IV) Şablonunu belirlediği konularda çok
açık, kesin ve peşin fikre sahiptir. (V) Bu sebeple duygu ve düşüncelerini
anlatırken bağımsız davranmak durumundadır.
Bu parçadaki numaralanmış
cümlelerden hangisi düşüncenin akışını
bozmaktadır?
A- I B- II
C- III D- IV E- V
15- Yüzlerce yıllık ormanın kuytularında öylece
duruyordu işte, dimdik ve mağrur. Gümüş
renkli kabuklarla kaplanmış, ormanın
bütün ağaçlarından çok daha uzun boylu
bir ağaç. Bursa'nın ünlü kumaşları gibi yeşil
yapraklarının arasından ateş topu gibi patlayan zakkum, pembemsi
çiçekleriyle oracıkta duruyor ve kışın kapanmış
bir havuzun sessiz hüznüyle "Ben buradayım."
diye ünlemsiz çığlıklar atıyordu. Sonra arduvaz grisi yağmurlar yağdı. Gelin
böceklerinin mekân tuttuğu yapraklar
hüzünlü hüzünlü sararmaya başladı. "Perde!" deyip yavaşça yerlere
döküldüler. Sonra meyveler, birer birer uç verdi.
Bu parçanın
anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-lerden
hangisi yanlıştır?
A- Kişileştirme
yapılmıştır.
B- Karşılaştırmadan
yararlanılmıştır.
C- Benzetmelere
yer verilmiştir.
D- Örneklemeye
başvurulmuştur.
E- Betimleyici
ögeler kullanılmıştır.
16- Fellini filmlerinde
karakterlerin yolu çoğu kez sahilden geçer.
Fellini; sahili bir tür yüzleşme, arınma,hesaplaşma yeri olarak kurgular. Bu
yüzden sahilin kendine özgü bir el değmemişliği, dokunulmazlığı ve masumiyeti
vardır. Karakterler, kumlara adım atınca
gözlerini ufka dikip bir iç hesaplaşmaya girmeden duramazlar. Bu
manzaranın en güzel örneğine Tatlı Hayat'ın finalinde rastlarız. Fellini, bu
eşsiz final sahnesinde sahili, yozlaşmış karakterin masumiyete olan vedasını
göstermek için kullanır. ----.
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre, aşağıda-kilerden
hangisi getirilmelidir?
A- Dolayısıyla üzerinde konuşmadan önce filmin
yönetmenini bilmek gerekir
B- Bu türden doğallığını yitirmiş mekânlarla
pek çok filmde karşılaşırız
C- Bu anlamda mekân, karakterin geliştirilmesinde
sembolik bir görev üstlenir
D- Aşk filmlerinde âşıkların birbirine
kavuştuğu mekân genellikle sahil olur
E- Çünkü sahil, denizin karayla zamanın mekânla
buluştuğu bir eşiktir
17- Okuma alışkanlığı konusunda
yaklaşık on yıldır adalet sistemi odaklı "kitap" ve "ceza"
kavramlarını bir araya getiren olumsuz
bir uygulama sürüp gidiyor. Söz konusu uygulama çok kolay ve anlaşılabilir
türden... İyi niyetlerinden kuşku duyulmayacak bazı hâkimler, kimi "basit"
suçlara karşı, suç sahiplerine "kitap okuma cezası" veriyor.
İstiyorlar ki bu "basit" suçlardan dolayı ilk defa hüküm giyen
bireyler, hapishanelere gönderilmesin ve mahkûm psikolojisine girmesin; bunun yerine
bu türden bazı basit uygulamalarla cezalarını
çekmiş olsunlar.
Bu parçada aşağıdakilerin
hangisinden yakınılmaktadır?
A- Hâkimler
tarafından suçlulara uygun cezalar verilmemesinden
B- Kitap okumanın bir
cezalandırma aracı olarak görülmesinden
C- Hâkimlerin ceza
uygulamalarında inisiyatif kullanmasından
D- Mahkûmların okuma
alışkanlığının yeterince gelişmemesinden
E- Mağdurların
haklarının gerektiği gibi korunmamasından
18- Sanıldığının aksine
"kalıplar"ı tamamen ortadan kaldırmak
veya yaygın deyimle kırmak, insanın o kadar da işine gelmez. Çünkü kalıplar,
bazen dünyayı insana dar etse de çoğu zaman insanın en büyük yardımcısıdır.Tam
da bu yüzden yerlerine koyacağınız daha insancıl, daha kullanışlı, daha rahat
kalıplar yoksa var olan kalıpları kırmamanız daha iyidir.
Bu parçada "kalıplar"la ilgili olarak asıl vurgulanmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A- İnsanlara bazı olumlu alışkanlıklar
kazandırdığı
B- İnsan yaşamını sınırladığı kadar
kolaylaştırdığı
C- Daha iyi ve yararlı olanların geliştirilmesi
gerektiği
D- Bireyin yaratıcılığını ve üretkenliğini
engellediği
E- Yaşamın bazı alanlarında bunlara göre
davranıldığı
19- Günümüz gençleri savaşın
yarattığı hasarın insani yönünü kavrayamadıkları için nükleer silahları mitleştiriyor.
Bunu okulda öğrencilerimle, evde çocuklarımla konuşurken bile
gözlemleyebiliyorum. Gençler tanık olmadıkları için nükleer savaşı yalnızca bilgisayar
oyunlarından ibaret sanıyor. Dolayısıyla nükleer silahlar, onların zihninde
çizgi filmlerdeki patlayan uzay gemileri veya şekil değiştiren robotlar gibi efsanevi
bir öge hâline geliyor.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?
A- Gençlerin nükleer silahların tehlikesini kavrayamamasından
B- Gençlerin bilgisayar oyunlarına bağımlı hâle gelmesinden
Teknolojik olanakların iyi amaçlar için kullanılmamasından
D- Teknolojik gelişmelerde insani değerlerin göz
ardı edilmesinden
E- Çizgi filmlerin içeriklerinin yeni kuşakları
olumsuz etkilemesinden
20- Edebiyatta özgünlüğe, uzun
süre ne Doğu'da ne de Batı'da önem
verilmiştir. Batı'da romanın ortaya çıkışından sonra durum değişmiş; bireyin
önem kazanmasıyla birlikte sıradan insanların kendilerine özgü yaşamları,
yazarları yeni konular, değişik olay örgüleri aramaya itmiştir. Bunun yanı sıra
romantikler;sanatçının kendi hayatı ve kişiliğini dile getirmesini sanatın
önemli bir koşulu sayınca özgünlük bir değer ölçütü olarak kabul edilmiştir.
Diğer yandan yapısalcılar, bir eserin kendinden önce yazılanlardan bağımsız,
tek ve özgün olamayacağını ileri sürerek her metnin kendinden önce gelen
metinlerle bağlantısını ortaya koymuşlardır.
Bu parçadan "özgünlük"le ilgili olarak aşağıdaki-lerin hangisine
ulaşılamaz?
A- Yapısalcılık ve romantizm akımlarında
tartışıldığına
B- Romanın doğuşuyla birlikte üzerinde
durulduğuna
C- Eserin değerini belirleyen bir ölçüt kabul
edildiğine
D- Sanatçının, kendini eserine yansıtmasıyla
ilişkili olduğuna
E- Batı edebiyatında başarılı romanın bir
niteliği sayıldığına
21- Bir savaşı; bir kentin,
Troya’nın yıkımını anlatan bu kitabı
insanlar hem dinlediler hem okudular. Bir yandan resmettiler, bir yandan da
oynadılar. Ondan efsaneler ürettiler;
düşleri gerçeğe, gerçeği düşlere dönüştürdüler.
16 bin dizeyi 3 bin yıl boyunca böyle yaşattılar. Ardında esin kaynağı
olduğu paha biçilmez sanat eserleri, ciltler dolusu bilimsel çalışma ve sonsuz
tartışma bırakan bu kitabın adı İlyada’ydı.
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A- Biçimsel özelliğine B- Ele aldığı olaya C- İlham
verici olduğuna D- Evrensel değerine E- Uzun
süren etkisine
22- Onlar ki beşer hayrına doğmuş, yaşamışlar,
Onlardan eserdir bu duyuşlar, bu dalışlar...
Onlar ki yanan fecr idiler dağda, denizde,
Her manzara onlardan akistir içimizde...
Onlar ki bugün gökte birer kasra çekildi,
Devrinde fakat hangisi mes’ûd olabildi?
Varsın seni ömrünce azâbın kolu sarsın
Şâir! Sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın!
Bu dizelerden hareketle şairlerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A- Eserlerini ve kendilerini insanlığa
adamışlardır.
B- İnsanların duygularını biçimlendirmede aracı olmuşlardır.
C- Eserleriyle doğayı
algılayışımızı etkilemişlerdir.
D- İç huzurunu
yakalayamadıkları bir hayat sürmüşlerdir.
E- Eserlerinde hüzünlü konuları
işlemeyi tercih etmişlerdir.
23-ve 24. Soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplandırınız.
(I)
1970 Luanda doğumlu Gonçalo Manuel Tavares,
Portekiz'in edebiyat dünyasına kazandırdığı parlak bir yazar olarak gösteriliyor. (II) Edebiyat kariyerine
2001'de başlayan Tavares'in roman, şiir, tiyatro oyunu ve çeşitli anlatılardan
oluşan kitapları 36 dile çevrilmiş; 51 ülkede yayımlanmış ve farklı ülkelerde
pek çok saygın edebiyat ödülüne değer bulunmuştu. (III) Tavares yazmanın yanı sıra
Lizbon Üniversitesinde epistemoloji dersleri de vermiştir. (IV) Sanatçının
2003-2007 yılları arasında tamamladığı Krallık dörtlemesinin ilk üç romanı
önceki yıllarda Türkçeye çevrilmişti. (V) Dördüncü roman Teknik Çağında Dua
Etmeyi Öğrenmek de bu dörtlemesinin son romanı olarak yakın zamanda yayımlandı.
(VI) Bu dört kitapta Tavares, işlenen kavramlar açısından birbirini tamamlar
nitelikli
bazı karakterler üzerinden şiddete teslim olan, iradesini yitiren, kaderini
başkalarının ellerine bırakan toplumlarda bireylerin çürümesini anlatıyor.
23-
Bu parçada Tavares'le ilgili olarak aşağıdaki-lerden hangisine değinilmemiştir?
A- Edebiyatın farklı
dallarında ürünler ortaya koyduğuna
B- Başarılı ve
başarısı takdir edilmiş bir sanatçı olduğuna
C- Sanat hayatındaki ilk
ürünlerinin düzyazı türünde olduğuna
D-Birbiriyle ilişkili olarak
tasarlanan eserlerinin bulunduğuna
E- Bilgi ve
birikimini eğitim kurumlarında paylaştığına
24- Bu
parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde Tavares'in eserlerinin içeriğiyle
ilgili bilgi verilmiştir?
Bu parçada boş bırakılan yerlere
aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A- Bektaşilik - tevhid B- tasavvuf – vahdetivücut C- hikemî
tarz - fenâfillah D- Mevlevilik
- enelhak
E- mistisizm – marifet
26-
Kutadgu Bilig ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A-Geçiş Dönemi
ürünleri arasında yer almaktadır.
B-Alegorik söyleyişe
sahip didaktik bir metindir.
C- İçeriği bakımından
nasihatname türüne girer.
D-Yoğun Arapça ve Farsça
kelimelerden dolayı dili ağırdır.
E- Hem dörtlük hem de
beyitlerden oluşmaktadır.
27-
Aşağıdakilerden hangisi Karagöz tipinin özelliklerinden
biri değildir?
A-Düşündüğünü
söylemekten çekinmez.
B-Hacivat'ın
söylediği bazı sözleri yanlış anlar.
C-Hacivat ile hemen
her konuda zıt fikirlere sahiptir.
D-Orta Oyunu'ndaki
Kavuklu tipini hatırlatır.
E-Konuşmalarında
özentili ve süslü bir dil kullanır.
28- Gelse
celâlinden cefâ / Yahud cemâlinden vefâ
İkisi de cana safâ /
Senden hem ol hoş bu hoş
Bu dörtlüğün nazım türü aşağıdakilerden hangisidir?
A- Devriye
B- İlahi C- Şathiye D- Nefes
E- Nutuk
29- Kulak verdim dört bir yanı dinledim
Arkam
sıra gıybet eden çoğimiş
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden
Az yaşayıp devran sürmek yeğ imiş
Bu dörtlükle ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A-11'li
hece ölçüsüyle yazılmıştır.
B-Didaktik
bir anlatıma yer verilmiştir.
C-"xaxa"
şeklinde uyaklanmıştır.
D-Güzelleme
türünde yazılmıştır.
E-Kişisel
deneyimler anlatılmıştır.
I . II.
30- Pencereden bakan dilber Gerdan açık benlerin çok
Güzelliğin bildirirsin Güzellikte
menendin yok
Ak göğsünde lale sünbül Kaşların yay, kirpiğin ok
Ağlayanı güldürürsün Vurduğunu öldürürsün
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A- Bir semaiden alınmıştır.
B- Anlatımda karşıtlıktan yararlanılmıştır.
C- Şiirde, sevgiliye duyulan özlem işlenmiştir.
D- 8'li hece ölçüsüyle yazılmıştır.
E- Söz sanatına başvurulmuştur.
31-
Aşağıdaki dizelerin hangisinde, ayraç içinde verilen edebî sanat yoktur?
A-Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi,
Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi.
(Teşbih)
B-Ellerim takılırken
rüzgârların saçına
Asıldı arabamız bir dağın
yamacına. (Teşhis)
C-Ölümü hatırlatan ne var bu resimde?
Hâlbuki hayattayız hepimiz. (Tezat)
D-Zeybek, sendeliyorsun! O
ne? Soluyor benzin
Yere, eskisi gibi, hızlı
vurmuyor dizin. (Telmih)
E-Dal bir gün dedi ki
tomurcuğuna:
Tenimde bir yara işler
gibisin. (İntak)
32- …..---- gibi mesneviler, Divan edebiyatının
manzum romanları gibi
değerlendirilebilir. Divan şiirinin estetiği
içinde, o şiirin sanat ve dünya görüşü ile yazılan bu aşk hikâyeleri, biçim bakımından bir şiir-hikâye
değil, olsa olsa birer manzum roman
niteliği gösterir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A- Leyla vü Mecnun B- Ferhad
u Şirin C- Sabr ü Sebat D- Hüsn ü
Aşk E- Şem
ü Pervane
33- Divan şairleriyle ilgili aşağıda verilen
bilgilerden hangisi yanlıştır?
A-Nefî, övgü ve yergide Türk
edebiyatının en büyük şairlerinden biri sayılır.
B-XVII. yüzyıl şairlerinden
Nâbî, hikemî tarzın öncüleri arasındadır.
C-Bâkî, özellikle
mesnevilerindeki imgesel anlatımla ön plana
çıkmıştır.
D-Şeyh Galip, divan şiirinin
son büyük temsilcisi olarak kabul edilir.
E-Taşlıcalı Yahya,
"Şehzâde Mustafa Mersiyesi" ile
şöhret kazanmıştır.
34- Ey oğul geldik imdi onlara ki civanmertlik
nasip oldu, civanmertliğin aslı nedir
bilsinler. Çünkü civanmertliğin aslı üç
nesnedir: Biri odur ki yapabileceğin bir işe sıva kolunu, yani bir söz ki
söyleyesin, yerine getirmelisin. İkincisi "gerçek"ten başka söz
söylemeyesin, üçüncüsü
her işte sabrı âdet
edinesin çünkü civanmertlikle ilgili her
sıfat bu üçtendir.
Bu parça aşağıdaki edebî türlerin hangisinden alınmış olabilir?
A- Fütüvvetname B- Seyahatname
C- Sefaretname D- Ruzname
E- Surname
35- "Her akşam güneşin battığı yerden /
Gözlerin doğuyor gecelerime"
dizelerinde "gözler" ay gibi düşünülmüş fakat "ay" söylenmeden onu
çağrıştıran "doğmak" sözcüğü
kullanılmıştır. Dolayısıyla bu dizelerde ---- sanatı yapılmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A-Tezat B-Mecazımürsel C-Tevriye
D-Teşbih E-İstiare
36- Halka
halka kâkülünden dağ dağ oldu gönül
Hoş gelip divanelik dağ üstü bağ oldu gönül
Bu beyitteki uyak türü,
aşağıdakilerden hangisiyle aynıdır?
A- Ne hoştur kırlarda
yazın uyumak
Bulutlar ufukta beyaz bir yumak
B- Rüzgârla titrerken
karanlık çamlar
Yâdında canlanır eski akşamlar
C- Bu ıslıkla uzayan,
dönen kıvrılan yollar
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
D- Çok sürse ayrılık
aradan geçse çok sene
Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene
E -Gün olur sürüyüp
beni derbeder
Bu ses rüzgârlara karışır gider
37- Yazar, bu romanında II. Abdülhamit Dönemi İstanbul'unun kenar mahallelerinden birini
mekân olarak seçer. Kitapta mahallenin
sıradan insanlarından külhanbeylerine,
Karagözcüden Abdülhamit'in zaptiye nazırına
kadar tüm tipler kendi doğal hâlleriyle tasvir
edilir. Tiplerin çoğu gelenekleri, görenekleri ve birbiriyle kurdukları ilişkiler çerçevesinde işlenir.
Ayrıca romanda bir yandan Karagöz ve
Orta Oyunu'nun estetik ve toplumsal
değeri ile Doğu ve Batı sanat felsefesinin nitelikleri üzerinde durulurken öte
yandan saray çevresi de ayrıntılarıyla ele alınır. Batı'nın akla dayanan sanat anlayışı
ile Doğu'nun kalbe dayanan sanat ve mistiği roman kişileri aracılığıyla
somutlaştırılır. Bu değerleri temsil eden kişilerin evliliğiyle de Doğu ile
Batı birleşmiş olur.
Bu parçada tanıtılan roman, aşağıdakilerden hangisidir?
A-Fatih-Harbiye B-Sinekli Bakkal C-Kırık Hayatlar D-Kiralık Konak E-Kuyruklu
Yıldız Altında Bir İzdivaç
38- -------
akımına göre doğa görünümleri, insan hareketleri ve hiçbir somut olay, kendi kendilerine var
olamazlar; bunlar duyularımızla
kavradığımız birtakım görünüşlerdir. ---- akımının temsilcileri ise düşüncenin gerçek işleyişini ortaya koymak için
yararlanılan saf bir ruhsal
otomatizme, rüyanın sınırsız gücüne ve bugüne
kadar önemsenmemiş belli çağrışım biçimlerinin üstün bir gerçekliği olduğuna inanırlar.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A- Realizm – Natüralizm B-Sürrealizm – Realizm C-Sembolizm – Sürrealizm D-Parnasizm – Klasisizm
E-Dadaizm – Parnasizm
39-Bu edebiyat döneminin
başlıca teması hayal-hakikat çatışmasıdır.
Romanda ve şiirde bu konu çokişlenmiştir. Örneğin Mai ve Siyah'ın kahramanı
Ahmet Cemil, "mai hayallerden siyah hakikate" düşünce kötümser olur.
Aşkta, hayatta ve dostlukta hayal kırıklığı bu dönem sanatçılarının baş
tacıdır. Şairlerin tabiata bakışları da farklıdır. Tabiat, içinde mesutça
yaşanılan bir cennet gibidir. Toplumdan kaçan şair, teselliyi onda bulacaktır.
Bu parçada sözü edilen
edebiyat dönemi aşağıdaki-lerden hangisidir?
A-Servet-i fünun B-Tanzimat
C-Cumhuriyet D-Millî Edebiyat E- Fecriati
40-Türk edebiyatında Doğu-Batı
karşıtlığı meselesinde bir senteze
ulaşma çabası, 1950'lere kadar yazılan çoğu
romanda dikkat çeken bir unsurdur. Bu romanlarda, modernleşmeyi yüzeysel
olarak anlayan ve kökleriyle bağı keserek değerlerinden kopan "alafranga
züppe tipler" gülünç ve acınası
durumlara düşerler.
Bu parçada sözü edilen roman kişilerine aşağıdakilerden hangisi
örnektir?
A- Çalıkuşu'ndan Kamuran
B- Araba Sevdası'ndan Bihruz
C- Ateşten Gömlek'ten İhsan
D- Felatun Bey ile Rakım Efendi'den Rakım
E- Fatih-Harbiye'den Şinasi
41-Selanik'te çıkmaya başlayan
---- dergisiyle edebiyatta milliyetçilik akımı başlamış oldu. Başta ---- olmak
üzere genç sanatçıların çıkardıkları bu
dergi, Tanzimat Devri'ne kadar İran'ın
ve ondan sonra da Fransa'nın taklitçisi
saydıkları edebiyatımızın artık kendi özüne
dönmesi gerektiğini dile getirir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla
getirilmelidir?
A- Mavi - Attila İlhan
B- Yedi Meşale – Yaşar Nabi Nayır
C- Servetifünun
- Tevfik Fikret
D- Genç Kalemler - Ömer
Seyfettin
E- Hisar - Mehmet Çınarlı
42- Türk medeniyeti tarihini
bilimsel bir yaklaşımla ele alan ve Türk
edebiyatını başlangıcından itibaren inceleyen
önemli çalışmalar yapmıştır. O, edebiyat tarihini medeniyet tarihinin bir parçası olarak
görmüş, bu nedenle edebiyat ile tarihî
ve toplumsal gelişmeleri bir bütün olarak değerlendirmiştir. 1919 yılında
yayımlanan Türk Edebiyatında İlk
Mutasavvıflar adlı eseri büyük yankı uyandırmış, Türk Edebiyatı Tarihi adlı
eseri ise bu alanın ilk bilimsel çalışmalarından biri kabul edilmiştir. Edebî
metinler de yazmasına rağmen edebiyat ve medeniyet tarihiyle ilgili
çalışmalarıyla tanınan yazar, özellikle Ziya Gökalp'ın düşüncelerinden
etkilenmiştir.
Bu parçada tanıtılan yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A-Şemsettin Sami B-Ahmet
Hamdi Tanpınar C-Mehmet Fuat Köprülü D-Ali
Canip Yöntem E-Falih Rıfkı Atay
43- Sürekli bir "değişme" ihtiyacı
duyan ----, bir düzen ve denge
düşüncesinden uzaktır. Bu düzensizlik, onun
mizacının ve sanatının en belirgin özelliğidir. Onun şiirlerinde hem biçim ve içerik hem de dil
bakımından yenilikler dikkat çeker. O, Tanzimat Dönemi'nin en renkli şairidir.
Hayal gücünün zenginliği, duygularının çeşitliliği ve tabiata duyduğu ilgi, onun Tanzimat'tan
sonraki Türk edebiyatının lirik şairleri arasında anılmasını da sağlamıştır. Özellikle eşinin ölümü üzerine
yazdığı şiiri, hafızalarda önemli bir
yer edinmiştir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A-İbrahim Şinasi B-Namık Kemal C-Ziya Paşa D-Abdülhak Hamit Tarhan E-Recaizade Mahmut Ekrem
44-Yedi yıl oluyor, Bey, köyü
köylüsüne sattı, parayı cebine kattı,
gitti. Karataş Köyü dört yüz bin lire borç ödedi. Ödedi emme nasıl ödedi?
Orasını gel Karataş'a sor. Öküz, inek, dana... Un, bulgur, tarhana... Pazarda
para eden ne varsa elinde, sattı. Daha da satıyor. Borç bitmedi daha. Ödedi dediğime bakma. Bey,
parasını pangadan aldı. Hökümetin pangasından. Panga da bizden alıyor. Bir
dünya fayızıynan... Emme sonunda ektiğimiz toprak bizim ya, yeter. Bey gitti,
İstanbul Boğazı'na dağ gibi bir ev çökertti. Sonra da bir ütel yapacakmış. Daha sonra, bir başına koca
İstanbul'u satın alacakmış. Bey, bey varsıl! Biz yoksuluz çok şükür. Herkesin
bey olması ilazım değil.
Bu parça, içeriği ve üslubu dikkate alındığında, aşağıdaki yazarların hangisi tarafından yazılmış
olamaz?
A-Fakir Baykurt B-Talip Apaydın C-Mahmut
Makal D-Yaşar Kemal E- Peyami Safa
45- "Boğaziçi medeniyeti" ifadesini
edebiyatımıza kazandıran ----, üç romanı ve denemeleriyle, hatıralarını ve geçmiş zaman özlemini zengin bir Türkçeyle
kayda geçiren yazarlardandır. Bazı
yazarlar onu eskimiş ve geçmiş zamana
takılı kalmış saysalar da günümüzün genç
nesli onun eserlerinde, farklı sesler ve tatlar
bulacaktır. O, üstat saydığı Yahya Kemal'le birlikte yeni ile büyülenen nesillere, eskinin
güzelliklerini feda etmemeyi ve eskinin
güzelliklerini yaşatmayı öğreten yazarlar arasında yer alır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A-Ahmet
Hamdi Tanpınar B-Samiha
Ayverdi C-Abdülhak Şinasi Hisar D-Nahit
Sırrı Örik E-Salâh Birsel
46- Çok katmanlı anlatım özelliklerine sahip olan
bu romanda yer alan kişiler, nesneler ve
kavramlar ayrıştırıldığında bunların birtakım simgesel değerler üstlendiği görülür. Romanın merkezinde yer
alan Galip, Şeyh Galip'i çağrıştırır. Bir diğer karakter Celâl, Mevlanâ'nın
simgesel karşılığı olarak olay örgüsünde yer alır. Hüsn ü Aşk'taki Diyar-ı Kalb
ise romanda Şehrikalp Apartmanı olarak karşımıza çıkar. Bu isimler ile okuyucu, Doğu anlatı türlerinin evreninde
bir yolculuğa hazırlandığını fark eder.
Bu parçada sözü edilen eser aşağıdakilerden hangisidir?
A-Yeni
Hayat B-Benim
Adım Kırmızı C-Kara Kitap D-Cevdet
Bey ve Oğulları E-Sessiz Ev
47- Çok
iyi bildiğim insanların ekmek peşindeki maceralarını anlatmaya çabaladım hep. Hemen hemen tek problemim "insan ve ekmek
kavgası"dır. Yurtlarımızı, yuvalarımızı bırakıp bizi gurbete düşüren, otel
odaları, hanlar veya kahve köşelerinde
kara kara, sarı sarı düşündüren nedir? Gurbet üzerine, yokluk üzerine, açlık üzerine yakılan türküler, ümitsiz gecelere
yanık yanık salınan bozlakların yüzyıllardır süregelen acısı ne zaman bitecek? Nasıl bitecek? İşte ben de
hâlâ anlattıklarımdan biriyim ve en bildiğim hayatları anlatmaya çalışıyorum yazdıklarımda.
Bu parçadaki görüşler, aşağıdaki yazarların hangisinin edebiyat anlayışı ile örtüşür?
A-Haldun
Taner B-Orhan Kemal C-Memduh Şevket Esendal D-Tarık Buğra E-Ahmet
Hamdi Tanpınar
48- Kapı çalınıyor. Kim geldi acaba? Kimi
istersem, kimin ismini yazarsam o gelir.
Yazmanın bu yararı var işte, küçük bir işaretle, canımın istediğini getiririm.
İstersem fikrimi değiştiririm. Kim ne
yapabilir? Hadi bakalım, kapının zili çalmadı, gelen giden yok.
Bu parçada, postmodern romanın aşağıdaki hangi özelliği
vurgulanmaktadır?
A-
Metinlerarası ilişkilere
yer verme
B-
Anlatıcıyı kurmacanın
parçası kılma
C-
Tarihî gerçekliği yeniden
oluşturma
D-
Çok katmanlı bir anlatı
yapısı kurma
E-
Okuru, kurmacanın merkezine
yerleştirme
49-"Altındağ",
"Galata Köprüsü", "Pireli Şiir", "Delikli Şiir"
ve "İstanbul Türküsü" gibi
şiirlerinde egemen olan yaklaşım, toplumsal duyarlıktır. Şair, bu şiirlerinde
halk şiirimizin imkânlarından da yararlanmıştır. Ayrıca bu şiirlerin
bazılarında ince eleştiri ve taşlama ögeleri de dikkat çekmektedir.
Bu parçada kendisinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A-Orhan Veli Kanık B-Bedri Rahmi Eyuboğlu C-Ziya Osman Saba D-Cahit Sıtkı Tarancı E-Oktay Rifat Horozcu
50- Birdenbire kahvenin kapısı
şiddetle açıldı ve içeriye rüzgârla,
karla beraber ortadan biraz uzun boylu, hafif
tıknazca, sefil kıyafetli bir adam girdi. Kapının önünde bir lahza durdu. Olduğum yerden büyülenmiş
gibi ona bakıyordum ve galiba bu hâl biraz herkeste vardı, çünkü demin bin
türlü şamata ile dolu olan kahve birdenbire tam bir sessizlik içine düşmüştü.
O,
yavaş yavaş ilerledi, tam ortada durdu ve sağ elini göğsüne götürerek bizi
dervişçesine selamladıktan sonra Vâsıf'ın meşhur bir şiirini okumaya başladı.
Manzume
biter bitmez bir köşeye çekildi ve kahvecinin, masaların etrafında gezdirdiği
tablanın dolmasını bekledi. Fakat toplanan paranın hepsini almadı, içinden pek
az bir şey aldı; gerisini kapı yanında oturan bir ihtiyarın önünde bıraktı.
"Buyurun Tahsin Bey, bir kahve için!.."
seslerine kulak bile asmadan kahveden çıktı.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A-Anlatımında bilinç
akışı tekniği kullanılmıştır.
B-Tahsin Bey’in bazı
farklı özellikleri tasvir edilmiştir.
C-Olay hikâyesine
özgü nitelikler taşımaktadır.
D-Anlatılanlar,
kronolojik akışa uygun biçimde sunulmuştur.
E-Yaşananların,
anlatıcı üzerindeki etkisine de yer verilmiştir
51-Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının en üretken şairlerindendir. Şiirlerinde hem yerli hem de
evrensel değerleri ve unsurları işleyen,
hem bireysel hem de toplumsal sorunları
irdeleyen, ufku geniş bir şair olarak bir dönemin öncü edebiyatçılarından
olmuştur. Yüze yakın yayımlanmış şiir kitabı bulunan şairin eserleri arasında
Çocuk ve Allah, Çakırın Destanı, Toprak Ana ve Çanakkale Destanı en çok
bilinenleridir.
Bu parçada kendisinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A-Mehmet
Âkif Ersoy
B-Nâzım
Hikmet Ran
C-Yahya
Kemal Beyatlı
D-Fazıl
Hüsnü Dağlarca
E-
Necip Fazıl Kısakürek
52- 1926 yılında Hayat dergisinde yayımlanan
Sanat başlıklı şiir, memleketçi
edebiyatımızın ilk bildirisi sayılabilir.
Türk edebiyatının o dönemde nasıl bir rota izlemesi gerektiğini ortaya koyan bu şiir, ----
"bireysel" sanat anlayışından "toplumcu" sanat anlayışına
geçtiğinin de bir göstergesidir. Şiirde, yerli ve millî sanat anlayışımız, Batı sanat zevkinden üstün tutulmuş ve Batı
taklitçisi aydınlar eleştirilmiştir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A-Enis Behiç Koryürek'in
B-Orhan Seyfi Orhon'un
C-Faruk Nafiz Çamlıbel'in
D-Yusuf Ziya Ortaç'ın
E-Halit Fahri Ozansoy'un
53-Sağlam bir şiir zevki ve
kültürü olan ----, şiire yönelik görüşlerini
yakın dostu Ziya Osman’a yazdığı mektuplarda
ve yazılarında dile getirmiş, şiirin kelimelerle
güzel şekiller kurma sanatı olduğunu ifade etmiştir. İlk şiirlerinde
yalnızlığı, olgunluk döneminde ise ölüm temasını işlemiştir. Şiirlerinde ölüm;
yaşama arzusu ve yaşama sevinciyle iç
içedir. "Her mihnet kabulüm, yeter ki / Gün eksilmesin penceremden" dizeleri onun hem hayata bakışını hem de
yaşama arzusunu en açık biçimde ifade eder.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A-Cahit Sıtkı Tarancı
B-Ahmet Muhip Dıranas
C-Necip Fazıl Kısakürek
D-Ahmet Hamdi Tanpınar
E-Bedri Rahmi Eyüpoğlu
54- Şiiri hikâye olarak değil, sessiz bir şarkı
olarak gören şair, metinlerinde
müzikaliteye büyük önem verir. Şair, kendi şiirine yapılan eleştirilere cevap
vermek amacıyla kaleme aldığı yazıyı, Piyâle adlı şiir kitabının ön sözünde
"Şiir Hakkında Bazı Mülâhazalar" başlığı altında yayımlar. Bu yazısında şiir görüşünü
ortaya koyan sanatçıya göre şiir, sözcükler arasındaki dalgalanma ve
birleşmelerden doğan seslerin uyandırdığı
duygudur. Bu şiir anlayışı, açık bir anlamı ve anlatımı öne çıkarmaz; şiirin
anlaşılabilmesi için okuyucunun da katkısını gerektirir.
Aşağıdaki şiirlerden hangisi bu parçada şiir anlayışından söz edilen
şaire aittir?
A-Bursa'da Zaman
B-O Belde
C-Kaldırımlar
D-Monna Rosa
E-Sessiz Gemi
55.
- 56. soruların cevabını, cevap kağıdınızdaki ilgili alana sola dayalı olarak
yazıp kodlayınız.
55- Hayatın başlangıcını ve insanın hayata
geldikten sonra ulaşmak istediği makamı,
bu makamdan ayrılıp asıl âleme dönüşünü
ve nihayetinde ahirete varışını konu edinen
şiirlerdir. Bu tür şiirler, tasavvuftaki nüzul (inme) ve seyir (yükselme) adı verilen döngüyü
işlemektedir.
Yukarıda bazı özellikleri verilen dinî tasavvufi Türk edebiyatı
nazım türünün adı nedir?
56- Kalbim yine üzgün seni andım da derinden,
Geçtim yine dün eski
hazan bahçelerinden!
Üzgün ve kırılmış
gibi en ince yerinden,
Geçtim yine dün eski
hazan bahçelerinden!
Senden boşalan
bağrıma göz yaşları dolmuş!
Gördüm ki yazın
bastığımız otları solmuş.
Son demde bu mevsim
gibi benzim de kül olmuş,
Geçtim yine dün eski
hazan bahçelerinden!
Bu parça divan edebiyatına ait hangi nazım biçimiyle yazılmıştır?
CEVAPLAR
1
|
A
|
12
|
E
|
23
|
C
|
34
|
A
|
45
|
C
|
||
2
|
A
|
13
|
C
|
24
|
E
|
35
|
E
|
46
|
C
|
||
3
|
B
|
14
|
E
|
25
|
B
|
36
|
B
|
47
|
B
|
||
4
|
E
|
15
|
D
|
26
|
D
|
37
|
B
|
48
|
B
|
||
5
|
D
|
16
|
C
|
27
|
E
|
38
|
C
|
46
|
A
|
||
6
|
A
|
17
|
B
|
28
|
B
|
39
|
A
|
50
|
A
|
||
7
|
C
|
18
|
B
|
29
|
D
|
40
|
B
|
51
|
D
|
||
8
|
A
|
19
|
A
|
30
|
C
|
41
|
D
|
52
|
C
|
||
9
|
D
|
20
|
E
|
31
|
D
|
42
|
C
|
53
|
A
|
||
10
|
C
|
21
|
D
|
32
|
C
|
43
|
D
|
54
|
B
|
||
11
|
E
|
22
|
E
|
33
|
C
|
44
|
E
|
|
|
||
55
|
Devriye
|
56
|
Şarkı
|
||||||||
BU SORULAR 2017 LYS SORULARIDIR. DENEME SINIVI AMACIYLA DÜZENLENİP KULLANILMIŞTIR.
BAŞARILAR DİLERİM.
Dursun KEPCEOĞLU
Türk Dili ve Edebiyatı
Dersleri Öğretmeni
Öğrencinin:
Adı
ve Soyadı :
Sınıfı
ve Şubesi:
Doğru Sayısı
:
Yanlış
Sayısı :
Boş :
Net :
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder