1867 yılında İstanbul’da
doğan Tevfik Fikret, Servetifünun Edebiyatının hem en önemli şairi hem de
lideridir. Galatasaray Lisesi’nde okurken Muallim Naci’den ve Recaizade Mahmut
Ekrem’den edebiyat dersleri alan böylece eski edebiyatla yeni edebiyatı
karşılaştırma imkânı bulan Tevfik Fikret, Recaizade’nin de etkisiyle eski
şiirin tesirinden kurtulmuş ve Batı şiirine yönelmiştir. Tevfik Fikret’in edebî
hayatının şekillenmesinde büyük etkisi olan Recaizade Mahmut Ekrem, onu daha
sonra eski öğrencisinin sahibi olduğu Servet-i Fünun adlı derginin başına
geçirecektir.
Edebi Kişiliği
Tevfik Fikret’in edebî
hayatının şekillenmesinde iki sanatçının büyük tesiri vardır. Bunlardan biri az
önce de belirttiğimiz gibi Recaizade Mahmut Ekrem, diğeri ise Tanzimat
edebiyatının ikinci döneminin önemli şairi olan Abdülhak Hamit’tir. Elbette ki
bu iki şairin tesiri devamlı olmaz. Tevfik Fikret, 1894 yılından itibaren kendi
üslubunu bulmak üzere yoğun bir çalışmaya girer ve 1896 yılında yayımladığı
“Hasta Çocuk” ve onu takip eden “Seza” adlı şiirlerinde bunu gösterir.
Tevfik Fikret,
parnasizmin de etkisiyle şekil bakımından kusursuz eserler meydana getirirken
çok titiz davranmıştır. Bu yönüyle Fransız edebiyatındaki parnasyenlere
benzeyen şairin şiirleri bütün iç unsurlarıyla da Batılıdır. Fikret, anlamın
beyitte tamamlanmasını ortadan kaldırarak şiiri düz yazıya yaklaştırmış, sone
nazım şeklini edebiyatımızda ilk defa kullanarak bu türe büyük rağbet
kazandırmış ve Divan edebiyatı nazım şekli olan müstezadı değiştirerek serbest
müstezadı oluşturmuştur. Kısacası Servetifünun şiirinde yeni olan ne varsa
büyük ölçüde Tevfik Fikret’in eseridir.
Sanatçının eserlerini
içerik bakımından iki bölümde incelemek mümkündür. Tevfik Fikret, Servetifünun
Edebiyatında bireysel konulara eğilip daha çok sanat için şiirlerini yazar.
Sanatçının eserlerinde bu dönemde toplumsallık görülmez. Tevfik Fikret’in bu
dönemine örnek olarak aşağıdaki “Ömr-i Muhayyel” adlı şiiri gösterilebilir.
Sanatçı 1901 sonrası
şiirini toplumun hizmetine verir, özellikle de Meşrutiyet’ten sonra tamamen toplumsal
şiirler yazar. Bu dönemdeki toplumsal içerikli şiirlerinde bile şeklin kusursuz
olmasına dikkat eder.
Tevfik Fikret, bu
şiirinde devleti sömüren ve halkın üzerinden kendisine geçim kaynakları
oluşturan insanları ağır bir şekilde eleştirir. Güçlü bir satirik şiir yazarı
olan Tevfik Fikret, diğer sanatçılar gibi şiirini toplumsal amaç için
kullanırken şiirin şekil özelliklerinden taviz vermez. Onun şiirleri içerik
kadar biçim bakımından da güçlüdür.
Sanatçının özellikle
“Sis” şiiri büyük yankı bulur. Tevfik Fikret, o döneme kadar hep güzelliklerin
sembolü olan İstanbul’u bir sisin içinde tasvir etmiş ve tüm kötülüklerin
kaynağı olarak göstermiştir.
Sis Şiiri
İstanbul’u tüm
kötülüklerin kaynağı olarak gören Tevfik Fikret’in “Sis” şiiri aynı zamanda bir
ekolü de başlatmış olur. İstanbul’un ahlaki çöküntüsünü anlatan Yakup Kadri’nin
“Sodom ve Gomore” adlı eseri ve Mithat Cemal Kuntay’ın “Üç İstanbul” adlı eseri
bu şiirin yolundan giden eserlerdir.
Kısaca özetleyecek
olursak;
- Servetifünûn Edebiyatının kurucusu,
şiir alanındaki en büyük temsilcisidir.
- Sanat yaşamı iki döneme ayrılır:
- a. Servetifünûn Dönemi
(1885-1901): Bu
dönemi Servetifünun’daki çalışmaları oluşturur. Servetifünun anlayışına
bağlı şiirlerinde işlediği konular, özellikle aşk, doğa ve günlük yaşamda
karşılaşılan bazı küçük olaylardır. Bu dönemde “sanat için sanat”
anlayışını benimsemiştir.
- b. Servetifünûn’dan Sonra
(1901-1915): Servetifünun
topluluğunun dağılmasından sonra yazdığı şiirlerde toplumsal konulara
yönelmiştir. “Hürriyet” ve “vatan” bu şiirlerinin başlıca temalarıdır.
Bilim, fen, teknik, insanlık gibi konuları da işlemiştir. “Toplum için
sanat” anlayışını benimsemiştir, ilk dönem şiirlerindeki bireysel acıma,
bu dönemde toplumsal başkaldırıya dönüşür.
- Şiirde beyit bütünlüğünü kırmış,
anlamın bir beyitte tamamlanması geleneğini ortadan kaldırmıştır. Nazmı
nesre yaklaştırmıştır.
- Şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanan
Tevfik Fikret, aruz ölçüsünü Türkçeye başarılı bir şekilde uygulamıştır.
Şiirlerinde aruzla Türkçeyi bağdaştıran iki şairden biridir. (Diğeri
Mehmet Akif)
- Hece ölçüsünü, sadece çocuklar
için yazdığı şiirlerde kullanmıştır.
- Divan şiirinin müstezat nazım
biçimini değiştirerek “serbest müstezat” biçimini geliştirmiştir.
- Fransız şiirlerinden alınan
“sone”yi kullanan ilk şairlerdendir.
- Şiirlerinde “biçim”e önem veren
Fikret, “parnasizm” akımından etkilenmiştir.
- “Manzum hikâye” türünde şiirleri
vardır: Balıkçılar, Nesrin, Ramazan Sadakası, Hasta Çocuk.
- Şiirlerinde karamsarlık hâkimdir.
- Şiirlerinde yabancı sözcük ve
tamlamalara çok yer vermiştir. Dil, konuşma bölümlerinde sade; tasvirlerde
oldukça ağırdır.
- Divan edebiyatıyla bütün bağlarını
koparmış; Batı edebiyatını, özellikle de Fransız edebiyatını örnek
almıştır.
- İnsanları birbirine düşürdükleri
için bütün dinlere düşmandır. Tarihe ve kutsal değerlere de karşıdır.
Dinlerin tutumlarını beğenmemekle birlikte Allah’ı kabul eder.
- Recaizâde Mahmut Ekrem’in “Güzel
olan her şey şiirin konusu olabilir.” anlayışıyla başlayan şiirin konusunu
genişletme girişimine genişlik getirmiştir.
- Recaizâde ile başlayan kartpostal
altına şiir yazma modasını sürdürmüş, hem başkalarının hem de kendisinin
yaptığı resimlerin altına şiirler yazmıştır. (Aveng-i Şühur)
- Portre-şiir yazma tarzını
geliştirmiştir. “Aveng-i Tasvir” adlı şiirinde on iki sanatçımızın tasvir
ve tahlilini yapmıştır.
- “Sis” şiirini toplumu sıkan
hürriyetsizliğe karşı yazmıştır, İstanbul’u olumsuz yönleriyle anlatır.
1902’de yazdığı bu şiirde, İstanbul’u “fahişe bir kadın”a benzeterek
istibdat yönetimine ve buna boyun eğen zihniyete nefretini anlatır. Bu
şiir büyük yankı uyandırmıştır.
- “Tarih-i Kadim” şiirinde din
kurumunu ve tarihi eleştirir. Bundan dolayı Mehmet Akif’le tartışır.
- “Doksan Beşe Doğru” adlı şiirinde
İttihat ve Terakki’nin, Meclis-i Mebusan’ı kapatmasına gösterdiği tepkiyi
dile getirir.
- Ferda’da gençlere seslenmiştir.
- “Balıkçılar” adlı şiiri yoksulluğu
anlatan manzum hikâye türünde bir şiirdir.
- Han-ı Yağma, Promete, Millet
Şarkısı diğer önemli şiirleridir. Gençlere yönelik öğretici şiirleri de
vardır.
- “Kulak için uyak” anlayışını benimsemiştir.
- Tevfik Fikret’in nesirleri de “Dil
ve Edebiyat Yazıları” adıyla kitaplaştırılmıştır.
Eserleri:
- Rübab-ı Şikeste (Kırık saz): İlk şiir kitabıdır (1899).
Aşk, kahramanlık, aile sevgisi, doğa gibi konuları işlemiştir.
Servetifünun tarzındaki şiirleri yer alır.
- Rübab’ın Cevabı: Servetifünun tarzındaki
şiirleri yer alır.
- Haluk’un Defteri: Sosyal, ahlaki, milli,
duyguları içeren, Haluk’un kişiliğinde Türk gençlerine seslenen, öğüt
veren bir eserdir. Didaktiktir.
- Şermin: Hece vezniyle çocuklar için
yazdığı şiirleri yer alır. (1915)
- Tarih-i Kadim: Edebiyat bilgileri
barındıran ders kitabı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder